Yatılı Okulda İlk Gün – Şaban Gürtuna
Yıl 1965. Sındırgı’dan, yatılı okul sınavlarını kazandığımız arkadaşım Oğuz ile birlikte, hayatımızın yeni bir dönemine adım atmak üzere yola çıktık. Trenden indikten sonra okulun bulunduğu yere geldik. Birlikte okulun çevresini gezdik Babalarımız bizi Savaştepe İlköğretmen Okulu’na, kavaklı çeşmenin yanına kadar getirip bıraktılar. Ayaklarımız geri geri gidiyordu. Evimizden, ailemizden ilk ayrılışımızdı bu. İçimizde buruk bir hüzün, yüzlerimizde ayrılık gözyaşları vardı. Ama bir yandan da yatılı okulu kazanmanın sevinci vardı içimizde. O an, geride bıraktığımız sıcak yuvalarımızı düşündük. Annelerimizin yemek kokuları, babalarımızın nasihatleri kulaklarımızda çınlıyordu. Fakat artık burası, Savaştepe İlköğretmen Okulu, bizim yeni ailemiz olacaktı. Öğretmenlerimiz annemiz, babamız; üst sınıflar abilerimiz, ablalarımız; alt sınıflar ise kardeşlerimiz olacaktı.
Okula ilk adım attığımızda karşılaştığımız kalabalık, bizi hem ürkütmüş hem de meraklandırmıştı. Bin beş yüz öğrenciyle dolup taşan bu okul, hareketli ve canlıydı. Herkes bir koşuşturma içindeydi. Bavullarımızı alıp yatakhanelerimize yerleşirken kalbimiz heyecanla çarpıyordu. Yatacak yerlerimiz ve dolaplrımız belirlrendi. Oğuz ile ayrı sınıflarda olduğumuz için yatak odalarımız da farklıydı. Yatakhaneler düzenliydi; odalar ve yataklar tertemizdi. Fakat içimizdeki boşluk bir türlü dolmuyordu. Kısa zamanda sınıf arkadaşlarımızla kaynaşmış, sanki bir ailedeki kardeşler gibi olmuştuk.
Akşam oldu. İlk günün yorgunluğu ve duygusallığıyla yataklarımıza uzandık. Bir şey demeden başımızı yastığa koyduk. O gece uykumuz kaçtı; evimizi, ailemizi düşündük. Fakat sabah güneş doğduğunda içimizde farklı bir his vardı. Artık burası bizim yuvamızdı ve biz, burada büyüyecek, öğrenip gelişecektik.
Bu okul, hem öğretmen hem de hayatı öğreten bir yerdi. İlk günlerde zorlandık, evimizi özledik ama zamanla buraya bağlandık. Savaştepe İlköğretmen Okulu, bize yalnızca bilgi değil, dostluklar, kardeşlikler ve hayata dair unutulmaz dersler de verecekti. Ve biz, bu yuvanın bir parçası olmanın gururunu hep taşıyacaktık.
Savaştepe – 1965