Gibiyim (I.II) – Mehmet Bozkurt Esenyel
I
Kimseler geçmedi gönül yolumdan
Ayak basılmamış orman gibiyim.
Yalnızlık şarkısı düşmez dilimden,
Koyunsuz, kavalsız çoban gibiyim.
Talihtir derdime bin dert ekleyen,
Ne soran bulunur, ne bir yoklayan.
Yıllardır her gece konuk bekleyen
Yollardan çok uzak bir han gibiyim.
Bilmem ki fakirin nedir günahı,
Kurumadı gitti derdin kaynağı.
Ömrümce gülmedim, bayram sabahı
Kasabı bekleyen kurban gibiyim.
Kırk yılda bir olsun soranım yoktur,
Tıp ilminde yazılmış dermanım yoktur,
Bir durmuş saatim kuranım yoktur,
Bir türlü geçmeyen zaman gibiyim.
Edirneli aşık Mehmedim der ki
Var mı bu hayatın ölümden farkı?
Böyle devam eder gider bu türkü
Yeminli sözlerde yalan gibiyim.
II
Ağlayan bulutlar gözyaşıma eş,
Yandıkça içimde dert, ateş ateş
Tıkanmış bacada duman gibiyim.
Bu anda yalnizlik benim eşimdir
Anamdir, babamdir ve kardeşimdir.
Içim degil size, gülen dişimdir
Ruhunu uçurmuş bir can gibiyim.
Kurumuş tarlayım yağmur bekleyen.
Talihtir derdime bin dert ekleyen.
Hasretim bir sese, bana gel diyen,
Dostum yok, herkese düşman gibiyim.
Çaresiz garibim, nerde tababet?
Hep beni buluyor kötü akibet,
Kanayan bir yara içimde gurbet
Tıkanmış damarda alkan gibiyim.
Aşkım bilmecedir, çözenim yoktur,
Kırılmış bir sazim düzenim yoktur,
Bir uzun destanım yazanım yoktur
Cönklerde yaşayan divan gibiyim.
Edirneli aşık Mehmet’tir adım,
Anadan garibim garip yaşadım.
Dert yanmak degildir benim muradım
Derdime ben kendim, derman gibiyim.