Aşka Bahar Yetmez – Hüseyin Yurttaş
Kırlarda uçtuğumuz o ilk mevsim
Dalgalanan yeşil otlar, ekinler
Rüzgâr kaçırıyor seni
Ardından koşan kelebeğim
Kaç gün ki şu küçük ömrüm
Anlıyorum aşka bahar yetmez.
Leylaklar öyle usul öyle deli mor
Kuytu bahçelerimde yine
Bir şarkı fışkırıyor pencerelerden
Bir perde benim için aralanıyor
içimdeki küheylan kişnese de adımlarım ürkek
Yürüdüğüm yolları dal basmış
Oysa biliyorum aşka bahar yetmez.
Bülbüller çağırıyor çiyli şafağı
Usulca öpüyor gökyüzünü
Toprağın nemli dudağı
Tomurcuk açımı gülümsüyoruz
Bütün güller yediveren olsa da
Usulca solduklarını görüyorum
Aşka bahar yetmez.
Ben bir delice şahanım
Uçsam, kanatlarım pervane
Dönerim bulutların arasında
Güneşin kamaştığı yerde
Keskindir, aldanmaz gözlerim
Uzaktan seçerim yalnızları
Yüreğin çoraksa boşuna bekleme
Yeşilime koş, karış bana
Aşka bahar yetmez.
O ırmak kiminle konuşur
Eski sevdaların yatağında
Uyurken büyük uykusunu
Kim dağıtır bulutlarını
Kim siler gözlerinin pusunu
Can usuldan akan o sudur
Bulur bir gün okyanusunu
Aşka bahar yetmez.
Gecikmiş yolcular adına
Yana yana geliyorum
Tut elimden çek beni
İçimin kuytularında açan o çiçek
O çiçek, öldürecek beni
Son bir yağmur yağsa da
Baharımız uzasa dagüz
Yelleri kavurur tomurcukları
Başka bahar yetmez.
Hüseyin Yurttaş