İzmir İçin Kenar Süsleri – Hüseyin Yurttaş

I
İmbatı dök yazıya
Şiir olur
Söz renk değişir serin mavi
İzmir olur

II
Saçlarına ilişmiş imbat
Gözlerinde akdeniz
Yalnızlığın buğusu sabah ağızlarında
İşte asfalta vuran kartal gölgeleri
Bıçkın bıçakların bilekleri doğradığı
Kan tüten geceler.

Bu kent bir kadındır say ki kadındır
Her gün kanama geçiren.

III
Sabahsa sonsuz güllerle gelir
Belkahve üstlerinden
Akın akın bulutlar
Hınzır bir rüzgarın önünde
Işıkların öpücükleriyle uyanır dağlar denizler
Düşlerin derin uçurumları görünür birden
Toprağın nemli ağzında deli filizler
Göğerir gök tereke şenlenir kıraçlar
O yorgun süvari sağrısını yine kırbaçlar
Başlayan bu kaç milyarıncı günün
Okunur altı çizilmiş satırları
İnsanla başlayan o uzun öykünün

IV
Teninde nice hoyrat elin okşantısı
Bir çocuk gibi gülümsüyor
Kentim benim, ince kızım, cerenim
Ağlayıp ağlayıp açılmış gibi
Sabahlara nazlanıyor.

Yüzünde eski masalların izleri.

V
Güneşle evlidir gizliden ayla sevişir
Yıldızlar söylesin dillere destan sevdalarını
Haşarı bir yürektir vurur ha vurur
Karanlıkta ışıklı bir salıncak gibi
Kendi rüzgarıyla savrulur.

VI
Dalgalar kırık fenerler sönüktür
Demir tarar gecenin ışıkları
İmgeleminde dip sularının
Yakamozlarla söner gizemi
Bir imparator sanılsa da körfezin divanında
O yalnız ve uzak gemi
Bir çocuktur
Düşlerin beşiğinde sallanan.

Gecedir.
Ve göz kamaşır kendi aydınlığından!

VII
Ay açar karanlıklar kapısını
Altın tozlarıyla kuşatır gökyüzünü
Dingin yer çöker ağırlığından

Adı izmir olsun
Hıdırellez ateşlerinden atlayan
O haşarı çocuğun.