Mersiye’den – Baki
6. Bend
Tigûn içürdü düşmene zahm-ı zebanları,
Bahs etmez oldı kimse kesildi lisanları.
Gördi nihal-i serv-i ser-e farz-ı nîzeni,
Serkeşlik adın anmadı bir dahi banları.
Her kande bassa pay-ı semendün nisâr içün,
Hanlar yolunda cümle revân etti canları.
Deşti fenada mürg-i hevâ turmayup konar,
Tigûn Huda yolında sebîl etti kanları.
Şemşîr gibi rûy-ı zemîne taraf taraf,
Saldun demür kuşaklu cihan pehlevanları.
Aldun hezâr bütgedeyi mescid eyledün
Nâkûs yerlerinde okutdın ezanları.
Ahır çalındı kûs-ı rahîl etdün irtihal
Evvel konağın oldı cihan bûstflnları.
Minnet Huda’ya iki cihanda kılup saîd
Nam-i şerif ün eyledi hem gâzî hem şehîd.
Bugünkü dille:
Kılıcın düşmana dil yaralarının kanını içirdi.
Kimse konuşamaz oldu, dilleri tutuldu.
Banlar (Macar beyleri) senin mızrağının selviyi andıran
uzun boyunu gördüler de, serkeşliğin bir daha adını bile anmadılar.
Atının ayağı her nereye bassa,
Hanlar yoluna saçmak için canlarını koşturup getirdiler.
Bu fani dünyada arzu ve heves kuşu durmadan bir yerlere konar.
Senin kılıcın ise Huda yolunda kanları sebil gibi akıttı.
Yerin her tarafına kılıç salar gibi
Saldın demir kuşaklı cihan pehlivanları.
Binlerce tapınağı alıp mescid eyledin,
çan kulelerinde ezanlar okuttun.
Sonunda ölüm kösleri çaldı,
sen de göçtün ilk durağın cennet bahçeleri oldu.
Allah’a şükürler olsun ki seni iki cihanda mutlu etti.
Hem gazi hem şehid etti.