Eşek ve Aşk – Beşir Ayvazoğlu
Gördüm söz denizinde Cüneyd’i
İnciler devşirmedeydi
Yüzü ay gibi pırıl pırıl yine
Ve halk etrafında halka halka
İnci dizmedeydi can ipliğine.
Derken bir köylü feryad ederek
Cüneyd sen olsan gerek
Ay asırlar içerisinde müşgülüm var
Dediler ki kalk Cüneyd’e git
Açarsa bu kapıyı Cüneyd açar.
Ve Cüneyd döndü köylüye:
‘Neden?
Çekip ah kılıcını böyle sineden
Bize geldin söyle?’.
Dün dedi köylü odun kesmeye
Dağa çıkmıştım nafakam için
Düşüp kaldım ihtiyarlık bu ya
Uyku dedikleri kör kuyuya
Üşüştü başıma taife-i cin.
Bir uyandım ki ne görsem iyi
Yerinde yeller eser eşeğimin
O benim kırk yıllık eşeğimdi
Bilmem hangi cehennemde şimdi
Medet pirim çare sende.
İşte o dem ay yüzünde Cüneyd’in
Açıldı binlerce tebessüm gülü
Sabret dedi köylüye otur ve sus
Hallederiz bu müşkülü.
Aşk bahsini gönül defterinden
Bulup doğruldu yerinden
Dedi ki:’Ey bizimle bu bağa
gül devşirmeye gelen canlar
Aranızda ömrünce aşk derdine
Düşmeyen varsa kalsın ayağa.
Kalktı kara yüzlü bir bilgiç
Söylediklerin ‘masal’ dedi
Düşmedim aşk derdine hiç
Ben bu ilmin ezeli cahiliyim
Sevmedim şimdiye dek
Cüneyd döndü köylüye ‘Al!’ dedi
İşte kaybettiğin eşek.