Cezmi Ersöz – Hayatı ve Eserleri
1959’da İstanbul’da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde Siyaset ve Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Yazın…
En güzel şiirler
En güzel şiirler
Cezmi Ersöz adlı şaire ait tüm şiirlere, hayatı hakkındaki bilgilere, şair hakkındaki yorumların yer aldığı sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
1959’da İstanbul’da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde Siyaset ve Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Yazın…
Kırıldığın zaman, çitin ötesindeki insanları düşün, acıları içini ısıtsın, doğrulansın yüzün, gözlerine çekimser bir mevsim süsü ver korkma, kimsenin gözükmez…
Ne zaman yüzüne baksam yalnızlığın o mutlu gerilimi. O öksüz göl hızla derinleşir biliyorum,acılarım hiç bitmeyecek, bu öyle bir yeşil.…
Gözlerini eksik yaşanmış bir bahar gibi kullan gülüşünü as intihar koğuşlarına çelimsiz ruhlarda erken yağmurlar biriktir nasılsa taşra hep hazırdır…
Aşk, ölümün dudaklarından öptüğü zaman yüreğimdeki zehirli çiçeği usulca bıraktım dünyanın dışına… Aşk, ölümün dudaklarından öptüğü zaman son kez ayaklanır…
Dönemem terk ettiğim hiç bir yere Dolaşıp duruyorum sokaklarda Dilimde o son duam Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki…
Yüzünü aradın sen hep en çok sevmek isterken bile… Bir bulsan yüzünü bir bulsan insanlara dağıtılmış hasretini İstediğin gibi sevecektin…
Düşkün bir prenstin muhtaç kalmıştın bu dünyada görünmeye bitmeyen arzularına muhtaç kalmıştın. Sadece fakir biriydin sana göre beni görünce öylesine…
Masum ojeli fakir kız bebeklerine benzeyen ellerinle yolunu şaşırmış bir kelebeğin önlüğünde nasılsa herşey aşka varır der gibisin. Parçalanmış çiçeklerin…
Senin sana rağmen bir yüzün var Herkesin ilk aşkına benzeyen Beklemek kadar acı , anlamak kadar zor Nedensiz ölümlerin suskunluğu…
Şimdi burda değilsin…. ama beni duyuyosun…biliyorum… kapat gözlerini benim için ve dinle n’olur… bak yoksun… bunun anlamını biliyomusunn…. yokluğun yüreğimmdeki…
Yaktın masum hırslarını geliyorsun Oysa bir bilsen, seni ona taşıyan şehir Saçını bağladığın iple bile alay ediyor Ah! bir bilsen…
Ölümüm kandil olacak, akşamlar akşamlar akşamlar olacak Ben bu acılı baloda Maskesini yitirmiş seferi şair Ben inançsız yolcu Bütün istasyonlarda…
Eski bir yalnızlıktan ödünç alınmış günlerle Yaşadım gençliğimi ölü bir kadının saçlarını Okşayarak … Yaşadım babamın ruhuma ithaf ettiği Bütün…
Akşamları boynundaki merhamete sığınan aşkın ölü kuşlar, daha sabah olmadan seni tükettiklerini anlar anlamaz, kirli ve acımasız bir dalgınlğga uçarlardı.…
Biz aşk bahçemizi küçük tuttuk seninle içinde güvensizlik ağaçları, küstüm otları kendini saklama çiçekleri Özlem kirli bir kan gibi yüreklerimizi…
İşte yine başbaşayız içimin acısı yine birlikteyiz ver elini sus ve ne olur incitme beni. Ey kalbimin ağrisi ver elini…
Kanaatkâr ve şakacı bir gece lambası gibisin … Yanıyorsun sevişmelerin en koyusunda, sonuyorsun binlerce bilmeceyle. Dışarda mağrur,başıboş, ahlaksız. İyi kalpli…
Sevgim seni yurduna getirdi: tuzak ev,dilsiz baba,yenik anne… İşte hepsi bu… Hayallerini yak,evi ısıt. Gideceğin en büyük oda arka odan.…
Soğuktan korkarsan küflenmiş gümüşle kaplanır bedenin Kendine kışkırtılırsın çiçekli mağarayı unutursan. Sana ikindi odaları yok anarşist ruhunu taşıyamazsan Kalbin gözlerini…