
Ben Sana Mecburum – Atilla İlhan
Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum. Ağaçlar…
En güzel şiirler
En güzel şiirler
Attila İlhan adlı şaire ait tüm şiirlere, hayatı hakkındaki bilgilere, şair hakkındaki yorumların yer aldığı sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum. Ağaçlar…
I Açılmış sarmaşık gülleri Kokularıyla baygın En görkemli saatinde yıldız alacasının Gizli bir yılan gibi yuvalanmış İçimde keder Uzak bir…
Seni ben kallavi sokağı’nda gördüm Sen beni görmedin görmedin Kapıları çaldım adını sordum Söylemediler öğrenemedim Seni ben kallavi sokağı’nda gördüm…
Elimden gelen bu ben iki kişiyim Çoğalmak neyse ne azalmak zor Birisi seni her an bırakıp gittiğim Öbürü kan gibi…
Onlara ün mü gelir bazı bir ses mi duyarlar Yumuşak bir kedere ufalır bakışları İdam mahkûmlarıdır aslında ihtiyarlar Ölüme koşullanmış…
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız Gitti dostlar şölen bitti ne…
Daha önce bıçaktan hiç su içmedim Hiç kısılmadı kerpetene bıyıklarım Gururlu bir gemiyim oldum bittim Sabah olur yelkenlerimi saklarım Özgürlük…
Yankılanır Abanoz sokağı’ndan Fahişelerin tamtamları Tamtamları İngiliz sarayı iki adımlık yer Viyana oteli tenha bir liman Koridorlarında bıyıkları ıslak Gözleri…
– Salı Gecesi – Kara bir balta buldu akşam vuracak noktayı Hücreler doldu bir ıslık en yakın maçka tramvayı Kim…
Bir gül takıp da sevdalı Her gece saçlarına. Çıktı mı deprem sanırdın “Kara kız” kantosuna. Titreşir kadehler Camlar kırılır alkışlardan…
Nasıl iş bu Her yanına çiçek yağmış Erik ağacının Işık içinde yüzüyor Neresinden baksan Gözlerin kamaşır Oysa ben akşam olmuşum…
Beni de kırdılar içimde kırdılar Karanlık camlardan sular akıyordu Şimşekli bir boşlukta saat vurdu Beni de kırdılar belki yalnızdılar Belki…
Çerağân sarayı’ndan büyükdere’ye Üşümek sonbaharında eski çınarların Uzadığı yerde gizlice akşamların Başlayıp adetâ kendini dinlemeye Kafeslerin ardında bol gözlü bir…
Sayende sayeban olduk İstanbul şehri Sayende sebil olduk aç kaldık sefil olduk Yıldızlar dem çekti güvercinler gibi başucumuzda Ve yaktı…
Yüksekkaldırım’da bir akşam Maria Missakian’i düşündüm Eğer kendimi bıraksam Yağmur olabilirdim yağardım. Kasım’da bir çınar olurdum Yaprak yaprak dökülürdüm Kalbimi…
Bir bıçak ısırmasın Ömer Haybo Dişleri çıtır çıtır çelik Yanılıp Beyoğlu’na çıkmasın Topraklüle sokağını tutmasın Bütün şaraplar ölü kırmızı Bütün…
Akşamın acı su karanlığı içinden Soğuk kadife teması yalnızlığın Şuh bir kahkaha balkonun birinden Gizli işareti midir bir başlangıcın. Sevmek…
Yıllar var ki serçeleri unutmuşum Üzerimden gökyüzünü almışlar gibi Asfaltların karanlığında boğulmuşum Ufacık oysa hep böyle uçuşurlarmış Karlı ağaçların arasındaki…
Hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların Bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan Koşar gibi yürüyüşün Karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün. Hacet…
Dikenin kalbime battığı bir sonbahar günüdür Sen elini bulutların içinde gezdirirsin Bulutlar senin gözlerinin üstünde yürürler İçini kurtlar kemirir. Bence…